TASARRUF EHLİYETİ

Ölüme Bağlı Tasarruflarda Tasarruf Ehliyeti

Ölüme bağlı tasarruflarda ehliyet, hukukumuzda mühim bir yer tutmaktadır. Murisin geçerli bir ölüme bağlı tasarrufta bulunabilmesi için ehliyetli olması şarttır. Aksi halde, ölüme bağlı tasarrufun geçersizliği gündeme gelebilir. Biz de şimdi bu konuyu açmaya çalışacağız. Aşağıda açıklayacağımız üzere hangi durumlarda ehliyetli olunup olunmadığını göreceğiz.

  1. Vasiyette Ehliyet

Ölüme bağlı tasarruf kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bundan dolayı bu tasarruf, bizzat tasarrufta bulunan kişi tarafından kullanılması gerekir. Bu hakkın veli, vasi, temsilci tarafından kullanılması söz konusu olamaz. Kendisine yasal danışman atanan kişi, danışmanın iznine gerek olmaksızın vasiyetname düzenleyebilir.

Vasiyetname, vasiyete uygun, kabul edilebilir, makul olsa bile temyiz gücüne muktedir olmayanın yaptığı vasiyet geçersizdir. On beş yaşın bitirilmesi kural olarak kabul edilse de temyiz gücü olmayan on beş yaşını doldurmuş birisinin vasiyeti yine geçersiz sayılacaktır. Sonuç olarak vasiyetnamenin yapıldığı anda vasiyet yapan kişi ayırt etme gücüne sahip olmalıdır.

Yukarıda açıkladığımız üzere ölüme bağlı tasarruflar kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır.                Bu sebepten dolayı evli kadın, eşinin icazetini almadan da ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir.

Kör, ahraz ve dilsizler arzularını anlatabildikleri takdirde vasiyetname yapabilirler.

Bununla birlikte son olarak şuna değinmek gerekir ki; ölüme bağlı tasarrufta bulunacak her bir kişi sebebi fark etmeksizin kısıtlı olmamalıdır.

Mevzuat:

Türk Medeni Kanunu

Madde 502- Vasiyet yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve onbeş yaşını doldurmuş olmak gerekir.

Yargıtay İçtihatlarının Özü

  • Kendisine danışman atanan kişinin danışmanın oyunu almadan vasiyet yapabilir.
  • Miras bırakanın arzularına dikkat etmek gerekir.
  • Vasiyetnamenin vasiyetçinin arzularına uygunluğunun noterce tasdiki yeterlidir.
  • Mirastan vazgeçme resmi vasiyet şeklinde mümkündür.
  • Veli, vasi, vekil aracılığıyla vasiyetname düzenlenemez.
  • Vasiyet mirasbırakanın son sulh hukuk mahkemesinde açılır.
  • Mirasbırakanın ilk vasiyetinden zımmen rücu ettiğinin tespiti istenemez.
  • Miras sözleşmesinde

Miras sözleşmesi ölüme bağlı bir tasarruftur. Bununla birlikte miras sözleşmesi iki taraflı bir sözleşme niteliğindedir. Bundan dolayıdır ki sözleşmeyi akdeden taraflar, sözleşmeden tek yanlı olarak vazgeçemezler.

Miras sözleşmesi yapabilmek için şu şartlar gereklidir:

  • Ergin olmak
  • Kısıtlı olmamak
  • Ayırt etme gücüne sahip olmak

Gerekmektedir.

Bununla birlikte vesayet altında olan kişinin miras sözleşmesi yapabilmesi vesayet makamından sonra denetim makamının iznini almalıdır.

Miras sözleşmesi borç doğuracak nitelikte bir sözleşme değildir. Yani miras sözleşmesi paralı veya parasız da olabilir.

Miras sözleşmesi ölüme bağlı bir tasarruf olduğu için sonuçlarını ölümden sonra doğurur. Buna paralel olarak ölüm anına kadarki mallar üzerindeki tasarruf devam eder.

Muris bir mirasçısı ile karşılıklı ya da karşılıksız mirastan vazgeçme sözleşmesi yapabilir. Bunun sonucunda ise vazgeçen mirasçılık vasfını kaybeder ve bu altsoyunu da etkiler.

Mevzuat:

Türk Medeni Kanunu

Madde 503- Miras sözleşmesi yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve ergin olmak, kısıtlı bulunmamak gerekir.

Madde 527- Mirasbırakan, miras sözleşmesiyle mirasını veya belirli malını sözleşme yaptığı kimseye ya da üçüncü bir kişiye bırakma yükümlülüğü altına girebilir.

Mirasbırakan, malvarlığında eskisi gibi serbestçe tasarruf edebilir; ancak, miras sözleşmesindeki yükümlülüğü ile bağdaşmayan ölüme bağlı tasarruflarına veya bağışlamalarına itiraz edilebilir.

Türk Borçlar Kanunu

MADDE 179- Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.

Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.

İrade Sakatlığı

Mevcut mevzuatımıza göre bir kimseyi korkutma, hile, kandırma niyetiyle yapılan düzenlemeler mutlak iptal nedeni olarak sayılmıştır. Bu minvalde kurulan sözleşmeler iptal edilebilir niteliktedir.

Buna paralel olarak hatayla, istemeyerek yapılan sözleşmeler de iptal edilebilir niteliktedir.

Muris hata, tehdit, hilenin üstünden bir yıl geçmesine karşın tasarrufundan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır. Buradaki süre hak düşürücü süredir. Mirasçılar sonradan muris tarafından yapılan tasarrufun iptalini isteyemezler.

Mevzuat:

Türk Medeni Kanunu

İrade sakatlığı

Madde 504- Mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır.

Ölüme bağlı tasarrufta kişinin veya şeyin belirtilmesinde açık yanılma hâlinde mirasbırakanın gerçek arzusu kesin olarak tespit edilebilirse, tasarruf bu arzuya göre düzeltilir.

Benzer yazılar