AYRILIK KARARI ve SONUÇLARI

AYRILIK KARARI ve SONUÇLARI

Hukuk sistemimizde, boşanmanın eşiğine gelmiş eşlerin, barışma ihtimaline yönelik olarak kanunumuzda ayrılık müessesesi düzenlenmiştir. TMK m. 167’ye göre, “Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma dilerse ayrılık isteyebilir.” Buna göre, eşler boşanma yerine ayrılık talebinde bulunabilirler. Veya, eşler boşanma talebinde bulunmuş olsa dahi, hakim tarafların barışma ihtimali olduğu kanaatine varmış ise, ayrılık kararı verebilir. Ancak, eşler ayrılık talebinde bulunmuş ise hakim boşanmaya hükmedemez.

Hakimin ayrılığa karar vermesi durumunda, kararda ayrılık süresi de belirtilir. Bu süre TMK m.171’e göre, 1 yıldan az, 3 yıldan çok olamaz. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.

Ayrılık boyunca, evlilik birliği devam etmekte olup, eşlerin, birbirlerine karşı olan yükümlülükleri devam eder. Eşlerin ,diğerinin boşanma davası açmasına neden olabilecek davranışlardan kaçınması gerekir. Bununla birlikte, ayrılık süresi içinde doğan çocuk, evlilik birliği içinde doğmuş sayılır.

Ayrılık kararı üzerine çocuğun velayeti kime verileceği hususunda TMK m. 182/1’de gittiği düzenlemeye göre, “Mahkeme boşanma ya da ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.” Ancak belirtmek gerekir ki ,hakim yasal temsilcilerin görüşleriyle bağlı değildir; çocuğun menfaatlerini düşünerek karar verecektir. Yine iştirak nafakası ve çocuk ile kişisel ilişkiler konusunda da hakim re’sen karar verecektir.

Ayrılık süresinin dolmasıyla ayrılık kararı da kendiliğinden sona erer. Tarafların ayrılık süresinin bitmesinden önce de ortak hayatı tekrar sağlamak suretiyle ayrılığı sona erdirmeleri de mümkündür. Ancak sürenin sonunda ortak hayat yeniden kurulamamışsa, eşlerden herhangi biri, herhangi bir boşanma sebebine dayanarak boşanma davası açabilir.

Benzer yazılar