MENFİ TESPİT DAVASI

Menfi Tespit Davası Nedir?

Borçlu bulunmadığı iddiasında bulunan takip hukuku bakımından borçlu olan kişi, icra takibinden önce veyahut icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için tespit davası açabilmesine denir.

  • Menfi tespit davası, gerçekte var olmayan bir borç veya geçersiz bir hukuki ilişki sebebiyle kendisini hukuki anlamda tehdit eden veya kendisi aleyhine icra takibi yapan kişiye karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını sağlamaya yönelik açılan davalardır.
  • Menfi tespit davalarında dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının sabit görülmesi gerekir. Menfi tespit davalarında haklılık durumu dava tarihi itibariyle belirlenir.

Bunlarla birlikte menfi tespit davası iki şekilde karşımıza çıkar:

  • Borcu bulunmadığı halde hakkında ileride dava veya takip hukuku yoluna başvurulma olasılığı bulunması durumunda, bu başvuru yolunu engellemek amacıyla hakkında takip başlatılmadan önce açılabilen bir dava olarak karşımıza çıkar. Hülasa, bir icra takibi olmadan da borç tehdidi altında olan kişini menfi tespit davası açabilir.
  • Hakkında icra takibi başlatılan borçlunun, gerçekten böyle bir borcu bulunmadığı halde, ödeme emrine itiraz etmemiş veya etmiş olup da icra mahkemesince itirazın kaldırılması sebebiyle takibin kesinleşmesi sonrası açılabilen bir dava olarak karşımıza çıkar.

Maddi hukuk itibariyle borçlu bulunmadığı iddiasında bulunan kişi, borçlu bulunmadığını tespit ettirmek için kendisine karşı başlatılan icra takibi devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabilir ve söz konusu menfi tespit davasında en azından icra veznesinde bulunan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı alarak aleyhine devam etmekte olan icra takibinin durdurulmasını ve menfi tespit davası lehine sonuçlanması ile de icra takibinin iptalini sağlayabilir.

Menfi tespit davası, borçlunun, borcu henüz ödemeden önce, borçlu bulunmadığının tespiti için açabileceği bir davadır. Borçlu, borç henüz ödenmeden önce açacağı bu minvalde bir menfi tespit davası ile borçlu bulunmadığını tespit ettirebilirse yani menfi tespit davası lehine sonuçlanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilebilir ve borcu ödemekten kurtulur. Fakat borcu herhangi bir şekilde ödemiş ise, artık menfi tespit davası açamaz. Ödemiş olduğu parayı geri alabilmek için istirdat davası açabilir.

Davanın Açılabileceği Haller

Menfi tespit davası, birçok nedenle açılabilir.

Örneğin:

  • Borcun muaccel olmadığı
  • Yapılan sözleşmenin aldatma sebebiyle geçersiz olması
  • Borcunu ödemiş bonosunu almamış olması
  • Borçlunun borç doğuran sözleşmenin yapıldığı tarihte temyiz kudretine sahip olmaması

İcra Mahkemesinde borcu ödediğini ispat edemeyen kişi, borcu ödemiş olduğunu bildirerek, borçlu olmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açabilir.

Madde 72

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

Menfi Tespit Davasının Çeşitleri

  1. İcra Takibinden Önce Açılan Menfi Tespit Davası

a.Hukuki Fayda

İcra takibinden önce menfi tespit davası açılabilmesinin şartı hukuki yararın varlık şartına bağlıdır. Yani hukuki yarar yoka söz konusu dava açılamaz.

Davacı, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve şartlar gerektirirse ispat etmelidir.

Şayet davacı, menfi tespit davası açmasındaki hukuki yararının bulunduğunu ispat edemezse dava reddedilmelidir.

Alacaklının elinde İcra ve İflas Kanunun 68. Maddesindeki yazılı bir belgenin olmaması halinde, borçlunun, borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açmakta korunmaya değer bir hukuki yarar yoktur. Çünkü bu ahvalde borçlu, alacaklının kendisine karşı yapacağı ilamsız takipte ödeme emrine itiraz etmek suretiyle takibi durdurabilir.

           b. İcra Takibine Etkisi

İcra takibinin durdurulabilmesi için talep üzerine hakimin belirleyeceği teminat karşılığında, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

Davacı borçlunun ihtiyati tedbir kararı için göstereceği teminat, alacaklının ihtiyati tedbir nedeniyle alacağını geç almasından kaynaklanan zararı tazmin etmek üzere alınır. Teminat, alacağın yüzde on beşinden aşağı olamaz.Bkz. İİK m.72. İhtiyati tedbir kararının verilebilmesi için teminatın yatırılması gerekir.

Davacının mahkemeye göstereceği teminat iki şekilde olabilir:

  1. Nakit para
  2. Banka tarafından verilecek Süresiz ve kesin Teminat Mektubu

Mahkeme, borçlunun menfi tespit davasında haklı olduğuna kanaat getirirse, borçlunun göstereceği teminat karşılığında, menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. Hakimin ihtiyati tedbir kararı vermesi durumunda menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra takibi olduğu yerde durur.

İhtiyati tedbir kararının verilmesi halinde zamanaşımı durur.

  1. İcra Takibinden Sonra Açılan Menfi Tespit Davası
  1. Hukuki Fayda

Borçtan kurtulma davası, itirazın geçici olarak kaldırılması halinde, kararın tefhim ya da tebliğinden itibaren yedi gün içinde açılan davadır.

İtirazın geçici olarak kaldırılmasına karar verilir ve ödeme emrindeki zaman geçmiş bulunursa alacaklının talebi ile borçlunun malları üzerine muvakkat haciz konur. Bkz.İİK m.69

İtirazın geçici olarak kaldırılması kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde borçtan kurtulma davası açabilir. Bu davanın dinlenebilmesi için borçlunun dava konusu alacağın yüzde 15 ini ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul edilecek aynı değerde pay ve tahvilat veya banka teminat mektubu tevdi etmesi zorunludur.  Aksi halde dava reddolunur.

Borçlu bahsedilen sürede dava etmez veya davası reddolnursa itirazın kaldırılması kararı ve varsa muvakkat haciz kesinleşir.

Davanın reddi hakkındaki karara karşı istinaf yoluna başvuran borçlu, ayrıca İİK m.36 hükümlerini yerine getirmek koşuluyla, icra dairesinden mühlet isteyebilir.

Dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi de itirazı kesin olarak kaldırılmış bulunan borçlunun açacağı dava borçtan kurtulma davası değil, menfi tespit davası olduğu konusudur.

  • İcra Takibine Etkisi

Mahkeme icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, ihtiyati tedbir kararıyla bile icra takibini durduramaz. Bu durumda davacının başvurabileceği tek yol         Mahkemeden İhtiyati Tedbir Yoluyla İcra Veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasıdır. Mahkeme talebi makul bulursa ihtiyati tedbir kararı ile paranın alacaklıya ödenmesini durdurur.

Davacı, devam eden icra takibinde malların haczedilip satılmasını önlemek istiyorsa, borcunu karşılayacak olan parayı nakit olarak icra dairesi hesabına yatırabilir. Bu halde borçlunun malları haczedilmez, daha önceden haczedilmiş ise haciz kaldırılır. Borçlunun malları satılmaz.

İcra dosyasına ödenen veya icra dosyasından yapılan satış veya haciz sonrasında elde edilen paraların alacaklıya ödenmesini önlemek için tedbir kararı alınması gerekmektedir. Şayet icra tehdidi bertaraf edilmek arzulanıyorsa tedbir kararı alındıktan sonra İcra veznesine dosya borcu yatırılmalıdır.

Bu sebeple;

  1. İcra takibi sırasında borçlunun mallarının haczedilmiş veya satışı yapılmışsa buradan elde edilen paranın alacaklıya ödenmesinin önlenmesi,
  2. İcra Takibi tehdidi altında hakkında icra takibine devam edilerek mallarının haczedilmesini ve koruma altına alınmasını önlemek amacıyla borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalınması sebebiyle dosya borcunun tamamının icra veznesine yatırılması,

Hallerinde dosyaya girecek paraların alacaklıya ödenmesinin engellemesi amacıyla tedbir kararı alınabilir.

Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalar menfi tespit davası niteliğindedir. Bu dava maktu harç yatırılarak ve alacaklılara karşı husumet yöneltilerek açılır.

Görevli Mahkeme

Aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Alacak davası özel bir mahkemenin görev alanına giriyorsa, menfi tespit davası da o özel mahkemede açılır.

Yetkili Mahkeme

İcra takibinden önce ve icra takibinden sonra açılan menfi  tespit davalarında yetkili mahkeme; davalının yerleşim yeri olacağı gibi, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi de olabilir. Bu konuda seçimlik hak davacı borçluya aittir.

MEVZUAT:

İcra ve İflas Kanunu

Menfi tespit ve istirdat davaları:

Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

(1)  Bu fıkrada yer alan “kararı temyiz eden” ibaresi, 2/3/2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle “karara karşı istinaf  yoluna başvuran” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

(2)  2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle, bu fıkrada yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. (1)

(Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (1)

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur.

Benzer yazılar